SÜREKLİ EL YIKAMA ALIŞKANLIĞI (OKB) VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sürekli El Yıkama Alışkanlığı ve Bilişsel Davranışçı Terapi: Zihinsel ve Fiziksel Hijyenin Dengesi

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), bireylerin istem dışı, müdahaleci düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşüncelerin yarattığı kaygıyı azaltmak için gerçekleştirilen tekrarlayıcı davranışlarla (kompulsiyonlar) karakterize edilen bir ruh sağlığı bozukluğudur. OKB’nin en yaygın görülen türlerinden biri, sürekli el yıkama ihtiyacı ve temizlik takıntısıdır. Bu davranış, bireylerin zihninde mikroplardan, kirden veya hastalanmaktan duyulan aşırı korku nedeniyle ortaya çıkar ve bu korkular, günlük yaşamı büyük ölçüde etkileyebilir. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), bu tür takıntılarla başa çıkmak için etkili bir tedavi yöntemidir ve bireylerin bu döngüden çıkmalarına yardımcı olabilir.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluk ve Sürekli El Yıkama

OKB, bireylerin istemeden ortaya çıkan ve kontrol edemedikleri rahatsız edici düşünceler nedeniyle, bu düşüncelerin getirdiği yoğun kaygıyı azaltmak için bazı ritüelistik davranışlara başvurduğu bir bozukluktur. Sürekli el yıkama alışkanlığı, bu bozukluğun en belirgin belirtilerinden biridir ve genellikle şu şekillerde kendini gösterir:

 

1. Mikrop ve Kir Korkusu: Birey, mikrop kapma, hastalanma veya çevresinden bulaşıcı hastalıklar alma korkusu yaşar. Bu korku, ellerin temiz olduğundan emin olana kadar tekrar tekrar yıkanmasına yol açar.

 

2. Aşırı El Yıkama: Birey, ellerini defalarca yıkar ve bu süreç saatler sürebilir. El yıkama sıklığı ve süresi kontrol edilemez hale gelir, bu da günlük yaşamı büyük ölçüde sekteye uğratabilir.

 

3. Ritüeller ve Kurallar: El yıkama sırasında belirli ritüeller geliştirilir. Örneğin, sabunun belirli bir miktarda kullanılması, suyun belirli bir sıcaklıkta olması veya ellerin belirli bir süre boyunca yıkanması gerektiğine inanılır.

 

4. Fiziksel Zararlar: Aşırı el yıkama, ellerde cilt tahrişine, kuruluğa ve çatlaklara neden olabilir. Bu durum, bireyin fiziksel sağlığını da olumsuz etkiler.

 

5. Kaçınma Davranışları: Birey, ellerini kirletebilecek veya mikrop kapmasına neden olabilecek nesnelerden kaçınmaya çalışır. Kapı kollarına, asansör düğmelerine veya toplu taşıma araçlarına dokunmaktan kaçınmak yaygın görülen davranışlardır.

 

Sürekli El Yıkamanın Nedenleri

OKB’nin altında yatan nedenler karmaşıktır ve genetik, biyolojik ve çevresel faktörlerin bir birleşiminden kaynaklanır:

 

1. Genetik Yatkınlık: OKB, aile öyküsü olan bireylerde daha sık görülür, bu da genetik yatkınlığın bu bozuklukta rol oynayabileceğini gösterir.

2. Beyin Kimyası ve Yapısı: Beyindeki serotonin gibi nörotransmitterlerin dengesizliği, OKB belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca, beynin bazı bölgelerindeki yapısal farklılıklar da OKB gelişimine katkıda bulunabilir.

3. Çevresel Faktörler: Çocuklukta yaşanan travmalar, stresli yaşam olayları veya aşırı koruyucu ebeveynlik gibi çevresel faktörler, OKB gelişimini tetikleyebilir veya semptomların şiddetini artırabilir.

 

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Sürekli El Yıkama

Bilişsel Davranışçı Terapi, OKB tedavisinde altın standart olarak kabul edilen bir yaklaşımdır. BDT, bireylerin işlevsel olmayan düşünce kalıplarını tanımalarına ve bu düşüncelerin davranışları nasıl etkilediğini anlamalarına yardımcı olur. Sürekli el yıkama gibi kompulsiyonların üstesinden gelmek için BDT’nin sunduğu başlıca stratejiler şunlardır:

 

1. Maruz Bırakma ve Tepki Önleme (ERP): ERP, BDT’nin OKB tedavisinde en etkili bileşenlerinden biridir. Bu teknik, bireyin korktuğu duruma (örneğin, ellerinin kirlenmesine) kademeli olarak maruz bırakılmasını ve bu duruma karşı gösterdiği kompulsif davranışları yapmamasını içerir. Maruz bırakma sürecinde birey, kaygısının zamanla azaldığını ve kompulsif davranışları yapmadan da bu kaygıyla başa çıkabileceğini öğrenir.

 

2. Bilişsel Yeniden Yapılandırma: BDT, bireylerin mikrop ve kirle ilgili irrasyonel düşüncelerini tanımlamalarına ve bu düşünceleri daha gerçekçi ve dengeli düşüncelerle değiştirmelerine yardımcı olur. Örneğin, "Ellerim kirliyse kesin hasta olurum" düşüncesi, "Herkesin elleri kirlenir, ama bu her zaman hastalanacağım anlamına gelmez" şeklinde yeniden yapılandırılabilir.

 

3. Duygu Düzenleme Teknikleri: Bireyler, kaygı ve stresle başa çıkmak için nefes egzersizleri, gevşeme teknikleri ve mindfulness gibi duygu düzenleme stratejileri öğrenirler. Bu teknikler, kaygının yoğunluğunu azaltmaya yardımcı olabilir.

 

4. Davranışsal Deneyler: BDT, bireylerin kompulsif davranışların gerekliliğini sorgulamalarına yardımcı olmak için davranışsal deneyler kullanır. Örneğin, birey ellerini yıkamadan belirli bir süre bekler ve bu süreçte hastalanıp hastalanmadığını gözlemler. Bu deneyler, bireyin kompulsif davranışların aslında zaruri olmadığını fark etmesine yardımcı olur.

 

5. Küçük Adımlarla İlerleme: BDT, bireylere küçük ve yönetilebilir hedefler koyarak ilerlemeyi öğretir. Örneğin, el yıkama süresini yavaş yavaş azaltmak veya yıkama sıklığını kademeli olarak azaltmak gibi adımlar atılır.

 

Ek Stratejiler ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

BDT’nin yanı sıra, bireylerin sürekli el yıkama alışkanlığını yönetmek için uygulayabilecekleri bazı ek stratejiler de vardır:

 

- Günlük Tutma: Düşüncelerinizi ve kaygılarınızı yazmak, bunların ne sıklıkta ve hangi durumlarda ortaya çıktığını anlamanıza yardımcı olabilir. Bu farkındalık, ERP sürecinde önemli bir yol gösterici olacaktır.

 

- Destek Almak: Aile üyeleri, arkadaşlar veya bir destek grubundan yardım almak, iyileşme sürecinde motivasyon sağlayabilir. Destek grupları, bireylerin yalnız olmadıklarını hissetmelerine ve başkalarının deneyimlerinden öğrenmelerine olanak tanır.

 

- Kendine Şefkat Geliştirmek: Sürekli el yıkama davranışını değiştirmek zaman alabilir ve bu süreçte kendinize karşı nazik olmak önemlidir. Hataların olabileceğini ve değişimin bir süreç olduğunu kabul etmek, daha sağlıklı bir yaklaşım geliştirmeye yardımcı olabilir.

 

Sonuç

Obsesif Kompulsif Bozukluk ve sürekli el yıkama alışkanlığı, bireylerin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen zorlu bir durumdur. Ancak, Bilişsel Davranışçı Terapi, bu bozukluğun yönetiminde güçlü ve etkili bir araçtır. BDT, bireylerin kaygı yaratan düşüncelerini tanımalarına, bu düşünceleri sorgulamalarına ve daha sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirmelerine yardımcı olur. Eğer siz veya tanıdığınız biri sürekli el yıkama alışkanlığı ile mücadele ediyorsa, bir uzmandan profesyonel yardım almak bu zorluğun üstesinden gelmek için atılacak önemli bir adımdır. Unutmayın, değişim mümkündür ve doğru destekle zihinsel ve fiziksel hijyen dengesini yeniden kazanabilirsiniz.

 

Unutma! Yalnız değilsin.

 

Uzm. Klinik Psikolog Ferkan Ayyıldız Psikoloji Merkezi

 

2024-09-11